Abstract
Bu çalışmada bilginin kazandığı doğru nitelemesi ve bilimsel bilgide doğrunun bir dogma haline gelmesi,
kökenleriyle birlikte tartışılacaktır. Bu hususta Karl Popper'ın yanlışlamacı bilim imgesinin anlatıldığı bu
çalışmada ikili bir yol izlenecektir. İlki; Popper'ın neye, neden karşı çıktığı üzerine, ikincisi ise bu karşı çıkış
sonucunda açılan boşluğun nasıl doldurulduğudur. Dolayısıyla birinci aşama Popper açısından geleneksel
imgeye yapılan bir kritik niteliğinde olurken, ikinci aşama ise Poppercı bilim imgesinin serimlendiği
bölümü oluşturacaktır. Nihayetinde Popper yenilikleriyle bilimsel düşünüşe yeni bir soluk getirirken, son
bölümde sisteminin ne gibi eksiklikler barındırdığı tartışılacaktır. Bu eksiklikler ise Ayer ve Duhem-Quine
tezi ile sırasıyla yanlışlamanın mantıksal olarak imkânsızlığı ve kuramın yanlışlanmasında holistik yaklaşımın gerekliliğini kapsayacaktır.