Abstract
Hegel’in, dizgesinde mantık bilimi ve doğa bilimi kısımlarından sonra gelen tin bilimi (tin felsefesi) kısmındaki öznel tin ve nesnel tinden geçerek ulaştığı mutlak tin aşaması, kendini üç aşamada ortaya koymuştur. Bunların ilki sanat ikincisi din ve üçüncüsü felsefedir. Hegel, mutlak tinin gelişiminin ikinci aşaması olan dini de _Din Felsefesi Üzerine Dersler_’inde din kavramı, sonlu dinler ve mutlak din olarak aşamalandırmıştır. 1827 yılındaki _Din Felsefesi Üzerine Dersler_’inde din kavramı Hegel tarafından yine üç aşamada değerlendirilir. Bunlar Tanrı kavramı, Tanrı bilgisi ve külttür. Bu çalışmanın odaklandığı kısım din kavramı dahilindeki Tanrı bilgisidir. Dinde Tanrı olarak ortaya çıkan mutlak tin, bu biçimiyle dinin de tek içeriğidir. Hegel için böylesi bir içeriğe ilişkin bilgi de ne salt iman ya da dolaysız bilgi ile ne de rasyonel teolojinin anladığı akılla olanaklıdır. Tanrı’ya yükseliş dolaysız bilmeden başlayan ama orada kalmayan, duygu, tasarım ve düşünme aşamalarına ilerleyen bir yükseliştir. Bu çalışmada Hegel’in Tanrı bilgisi üzerine sunduğu görüşler gösterilmeden önce Tanrı bilgisine ilişkin kendisinden önceki görüşler ve Hegel’in bu görüşlere getirdiği eleştirilere değinilmiştir. Hegel bu görüşlerden özellikle rasyonel teoloji ile Kant’ın Tanrı bilgisi anlayışına ve Jacobi’de öne çıkan dolaysız bilgiye dayalı anlayışa bir yanıt vermek istemektedir. Çalışmada bu görüş ve eleştirilerin ardından Hegel’in kendi dizgesindeki Tanrı bilgisi anlayışı incelenmiştir. Tanrı bilgisi kapsamında dinsel bilincin üç biçimi yani duygu, tasarım, düşünme biçimleri ve bunların Tanrı ile ilişkisi ele alınmıştır. Bu anlamda çalışmanın amacı da Hegel için Tanrı’ya dair bilginin olanaklı olduğunun ve bunun dinsel bilincin üç biçimi olan duygu, tasarım ve düşünme biçimlerinde incelenebileceğinin gösterilmesidir.