Friedrich Nietzsche 19. yüzyıl felsefesinde tüm ahlaki ve dinsel inançlara savaş açarak yeni değerler arayan bir filozoftur. Bu eğilimini “Böyle Buyurdu Zerdüşt” isimli eserinde Zerdüşt karakterine yükleyen Nietzsche, Zerdüşt aracılığıyla bütün dinsel inançların çöktüğünü ve geleneksel ahlaki değerlerin yıkıldığını haber verip, insanları bağlı oldukları inançlardan kurtarmaya çalışan bir yeryüzü peygamberi portresi çizmiştir. Nietzsche’nin değerlerin altüst edilişinin simgesi ve sözcüsü olan Zerdüşt günümüz dinlerinin peygamberinden oldukça farklı bir yol çizmektedir. Nietzsche Zerdüşt üzerinden sadece değerlerin ters yüz edilmesini ve yıkılmasını savunmakla kalmaz (...) aynı zamanda bu yıkımın üzerine yeni bir değer sistemi oluşturmaktan da söz etmektedir. Fakat hitap ettiği kitle henüz buna hazır değildir. Bunun için insanın üstinsan mertebesine geçmesi gerekecektir. Bu çalışmadaki amacımız Nietzsche’nin üstinsan tasavvuru ile güç istemi ilişkisini “Böyle Buyurdu Zerdüşt” özelinde tartışmaktır. Ancak çalışmanın hacmi dar olacağından hedefimiz öncellikle güç istemi ekseninde yoğunlaşarak bu istem üzerindeki kutsallığı analiz etmek olacaktır. (shrink)

Background: Hospitalized children have the right to “partake in practices related to their treatment and care.” Midwives and nurses have important roles and responsibilities regarding the protection and enforcement of these rights, such as providing information and advocating for children. Objectives: This study aims to determine the attitudes of midwives and nurses toward their roles and responsibilities in the implementation of child rights in healthcare services and the factors affecting their attitudes. Methods: This descriptive cross-sectional study included 122 midwives and (...) nurses in total. The data were collected through a questionnaire. Ethical considerations: Written permission was obtained from an ethics committee in the center of the city where the research was conducted. Results: The mean age of the participants was 36.70 ± 8.03 years; 58.9% of midwives and nurses stated that they understood the child’s consent about the treatment by looking at the child’s facial expression; 36% of midwives and nurses stated that children could not participate in decisions regarding their own health. It was observed that obtaining the child’s consent in matters related to treatment does not make any difference between midwives and nurses. The rate of the midwives stating that they would report suspicious violence-neglect and abuse was found to be higher. Conclusion: The variables of the unit of employment, the state of having children, choosing the profession and practicing in it willingly, and getting training on children’s rights make a difference in terms of children’s rights in healthcare services. Midwives and nurses should be reminded of child rights in healthcare services through regular in-service training programs. (shrink)