The lobster: İnsanat bahçesi veya burada olmanın sosyolojisi üzerine
Abstract
Doğanın karşısında kırık bir gurura sahip olmak ile doğayı gelişmiş uygarlıkların meyvesi kılmak arasındaki gerilim, insanlığın modern trajedisini oluşturmuştur. Tanrısal bir sınırlamaya başkaldırmak değildir bu trajedinin amacı; sınırların olmadığı bir yerde kendi bitmeyen öyküsünü durmaksızın yeniden kaleme almaktır. Modernliğin tarihsel kazanımları, bu bitmeyen öykünün, pek de uzak olmayan bir gelecekte, mutlu sonla tamamlanacağı konusunda uzun süre bir ümit telkin etmiştir ama ya her kazanımın ardından daha büyük bir felaketin gelişi ya da içimizdeki hayvanın, bizzat uygarlığın kendisinden duyduğu hoşnutsuzluk, insanlaşma sürecinin her an sekteye uğramasına sebep olmaktadır. Bu çalışmada Yorgos Lanthimos’un 2015 yapımı The Lobster filminin örnekliğinde modern toplumdaki birey oluş süreçlerine odaklanacağız. Öncelikle ‘kişi nasıl kendisi olur?’ sorusunun cevabını aramak için sosyolojik söylemin en önemli konularından biri olan sosyalleşme meselesini irdeleyeceğiz. Daha sonra asimilasyon problemi bağlamında aşırı kurumsallaşmanın bireyler arasındaki ucu açık ilişkileri soyut ve homolojik bir düzenle nasıl özdeşlediğini tartışacağız. Son olarak ise insan kategorisinin geç modern dünyadaki inşasını filmin öne çıkan sahneleri aracılığıyla sosyolojik ve göstergebilimsel bir okumaya tabi tutacağız.