Abstract
18. yüzyıl Aydınlanma felsefesinin Romantik filozofu Jean Jacques Rousseau pek çok çalışmaya konu olmuştur. Bu çalışmada Rousseau’nun özellikle başta “Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev” adlı çalışması esas alınarak onun bilim ve sanatlara bakışı ele alınmıştır. Rousseau, söz konusu eserinde ele aldığı bilim ve sanat hakkındaki düşünceleri nedeniyle çok kez eleştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı Rousseau’nun bilim ve sanata karşı olduğu yönündeki bir eleştiriyi tartışmaya açmaktır. Çalışma, Rousseau’ya yöneltilen eleştirilere karşı suçlamalara nasıl tepki verdiğini bizzat onun eserlerinden yola çıkarak ortaya koymayı amaçlamaktadır. Rousseau’nun derdi uygarlık neticesinde inşa edilen toplumda, insanların değerlerinin nasıl yitip gittiğini göstermektir. Nitekim Rousseau, özgür ve eşit doğan insanların böylesi bir toplumda “her yerde zincire vurulduğunu” ifade eder. O, bu durumun sorumluları olarak gördüğü sahte aydınları ve bilginleri eleştirmektedir. Zira Rousseau, bu kişilerin bilim ve sanat adı altında yaptıkları çalışmaları insanlara tuzak olduğu için eleştirmektedir. Çünkü ona göre, uygarlık durumu, insanı gerçek doğasından ve doğal olan yanından uzaklaştırmakta ve değersizleşmektedir.