Anlatımda yoğunluk, özne ile yüklem arasına bir takım unsurların ek-lenmesiyle başlar. Yüklemin anlamı çeşitli açılardan bütünlenir, belirgin kılı-nır ya da pekiştirilir. Bunun için sözcüklere ya da sözcelere başvurulur. Türkçe cümlede, yüklemcil öğeyi çeşitli açılardan tamamlama görevi üstlenmiş cümle öğesi olarak tarif edilen tümleç, eylemin gösterdiği iş, oluş vb.’lerini tamamlama işlevi nedeniyle böyle adlandırılmıştır. Arapçada cümledeki bütün öğeleri içeren iki temel kavram vardır: ıtlâk ve takyîd. Itlak kavramı, özne ve yüklemi ifâde eden temel öğelerdir. Takyîd ise, cümlenin müsned ve müsnedün ileyh (...) ile tamamlanmayıp mefuller, tâbiler, fasl zamiri, nevâsıh, şart edatları, nefy edatları, hâl ve temyiz gibi diğer öğelere de duruma göre ihtiyaç duymasıdır. Türkçe cümlede tümlece karşılık olarak geldiği düşünülen meful çeşitlerini ve karşılıklarının incelendiği makalede mef‘ûlu bih, mef‘ûlu mutlak, mef‘ûlu lieclih, mef‘ûlu me‘ah, mef‘ûlu fih olmak üzere beş meful çeşidi ele alınmıştır. Arapça cümledeki mef‘ûlu bihe karşılık olarak Türkçe cümlede nesne ve düz tümleç, Arapça cümledeki mef‘ûlu mutlaka karşılık olarak Türkçe cümlede kökteş tümleç, Arapça cümledeki mef‘ûlu lieclihe karşılık olarak Türkçe cümlede sebep tümleci, Arapça cümledeki mef‘ûlu me‘aha karşılık olarak Türkçe cümlede beraberlik tümleci, Arapça cümledeki mef‘ûlu fihe karşılık olarak Türkçe cümlede zarf tümlecinin bulunduğu ifade edilebilir. (shrink)

17. yy. da Osmanlıların bir eyaleti olan Trablusgarb’da doğup büyüyen Ahmed b. Huseyn el-Behlûl, Mısır’ın önemli ilim adamlarından eğitim almış sonra memleketine dönmüştür. Osmanlı dönemi şairi Ahmed el-Behlûl, şairlik yönünün yanı sıra Akâid sahasında Durretu’l-‘Akâi’d, Fıkıh sahasında el-Mu‘ayyene ve el-‘Izziyye ve Arap Dili ve Edebiyatı sahasında el-Makâmetu’l-Vitriyye gibi eserleri telif ederek çeşitli sahalarla ilgilenmiş bir âlimdir. Behlûl, ed-Durru’l-Asfâ ve’z-Zebercedu’l-Musaffâ fî Medhi’l-Mustafâ ismiyle meşhur divânını tamamıyla Hz. Muhammed’i medhe tahsis etmiştir. Başta Libya olmak üzere Kuzey Afrika’da meşhur olan Divan, Kâdî ‘İyâz’ın (...) el-‘Iyâdiyye isimli manzumesine yazılmış bir tahmis olup Arap alfabesinin 29 harfinin her biriyle başlayıp beşlemelerin sonlarını da yine aynı harfle bitirdiği 29 kasideden oluşur. Şair, divanında Hz. Peygamber’in doğumu, nesebi, güzel ahlakı ve şemâili, mucizeleri, şirkin onunla ortadan kalktığı, şefaati, peygamberler arasındaki üstünlüğü, yaşadığı kutsal mekânlar, O’na duyulan özlem, O’na, Ehli Beytine ve Ashabına salavât getirmenin önemi, O’nun günah ve hatadan kurtarıcı olması ve ümmeti olmanın ayrıcalığı konularına değinmiştir. (shrink)

Güzellik ve sanat iç içe geçmiş iki kavramdır. Bir bakıma güzellik, sanatın özüdür denilebilir. Her sanat dalında olduğu gibi hat sanatında da güzeli arama arzusu ve eşsiz eserler ortaya koyma çabası, hattatları sabırla çalışmaya ve kendi sınırlarını zorlamaya sevk etmiştir. Bir kitap sanatı olan hüsn-i hattın kelime manasının “güzel yazı” olmasına mukabil, daha iyisini yazmak uğruna harcanan çaba yorucu ve zahmetlidir, ancak sabırla çalışan elbette ki karşılığını alır. Başka bir deyişle “Muhakkak ki Allah güzeldir, güzeli sever!” hadis-i şerifi ışığında bu (...) sanata gönül verenler, yazıyı daha muntazam yazma hususunda büyük ölçüde gayret gösterirler. Kişinin muntazam yazmayı başarması ise, sistematik çalışmasına bağlıdır. Yazıyı kaidelerine uygun ve ölçülü yazabilmek bıkmadan usanmadan, karamsarlığa kapılmadan çalışmakla mümkündür. Bu sebeple gerek öğrenme aşamasında ve gerekse sonrasında, harfler defalarca çalışma kâğıdına yazılarak el melekesi artırılır. Kelimeler ve harfler kâğıda kimi zaman noktalanıp ölçülendirilerek, kimi zaman da noktalanmadan yazılır. Talim amaçlı yapılan bu çalışmalar, başka bir deyişle karalamalar, hat sanatının temeli niteliğindedir. Arap alfabesiyle yazılan ve “karalama” adı verilen el alıştırmaları yazıyla uğraşan kişinin o an irticalen elinden çıkan harf veya kelimelerden oluşur ve çoğu zaman bir anlam ifade etmez. Bu çalışmanın amacı, karalamaların estetik unsurlarını ele almak ve zaman içerisinde uğradığı değişime mercek tutmaktır. Hattatların bu özgür yorumları gün geçtikçe daha fazla önemsenmekte ve hayranlık uyandırmaktadır. Harf bünyesini oluşturan kaidelerin dışında satır ve sınırlara bağlı kalmadan yazılan bu yazılar kendi içinde bir kompozisyon oluşturmakta ve çoğu zaman yazan kişiyi dahi hayrete düşürecek özgün çalışmalar ortaya çıkabilmektedir. (shrink)

Mohanty, J. N. Kalidas Bhattacharyya as a metaphysician.--Deutsch, E. On meaning.--Potter, K. Towards a conceptual scheme for Indian epistemologies.--Ganguly, S. N. Rationality versus reasonableness (freedom: a reinterpretation).--Sen, P. K. A sketch of a theory of properties and relations.--Mohanty, J. N. Perceptual consciousness.--Chattopadhyaya, D. P. Theory and practice.--Bhadra, M. K. The idea of self as purpose, an existential analysis.--Matilal, B. K. Saptabhaṅgī.--Banerjee, H. The identification of mental states and the possibility of freedom.--Chatterjee, M. A phenomenological approach to the self.--Banerjee, S. P. (...) Alienation and freedom.--Sinha, D. Cognitive language in Shahrukh. (shrink)

These Essays Look Afresh At The Varying Connotations Of Social Justice In Its Moral, Legal, Economic, Political And Historic Perspectives. They Consider Social Justice Vis-A-Vis Democracy, Gender Questions, Justice-Making Mechanisms, Retribution And The Hindu Karma.

THE HOLY GAL - and European, medieval legends - a mysterious vessel, for the sake of approaching and engaging in its good deeds, the knights performed their exploits. It was commonly believed that this is the Cup with the blood of Jesus Christ, which Joseph of Arimathea gathered, who removed from the cross the body of the crucified Christ. It was often assumed that this cup originally served Christ and the Apostles at the time of the Last Supper; was the (...) Cup for the communion of the first Liturgy. Gral is a mystery, invisible to the unworthy, but also worthy of being different. Gral has the ability to miraculously fill his elect with unearthly things, which was first discovered during the imprisonment of Joseph Artmofeysky. (shrink)

Childhood obesity is a serious problem for increasing numbers of children around the world. According to the International Obesity Task Force, 1 of 10 schoolaged children worldwide is overweight or obese, a number totaling 155 million; of these, 2-3% are obese. Prevalence is highest in the Americas and Europe, followed by the Near/Middle East, with smaller but growing numbers in the Asia-Pacific and Sub-Saharan regions of the world.In the United States, which provides the data for much of this report, prevalence (...) continues to rise. The most recent nationally representative data indicate that 33.6% of individuals aged 2-19 years were overweight and 17.1% were at risk for overweight in 2003-2004, compared to 28.2% and 13.9% in 1999-2000, respectively. In this age group, the prevalence of overweight or at risk for overweight was highest among Mexican Americans, followed by Non-Hispanic blacks and Non-Hispanic whites, and a higher percentage of males were overweight compared to females. (shrink)

Festschrift honoring P.F. Strawson; includes contributed articles on his contributions in logic and on logic.

The following presents an excerpt from Nishitani Keiji’s “Prajña and Reason” (1979), which can be considered Nishitani’s last attempt to make his case for the importance of the “standpoint of śūnyatā (‘emptiness’)” in confrontation with the history of Western philosophy. The translator’s preface situates “Prajña and Reason” (1) in Nishitani’s oeuvre and (2) in the context of his broader reception of Western thought, before (3) outlining the place of the excerpt within the full study. The translation here excerpts section six (...) and a portion of the final section seven. Where the prior sections develop and motivate his unified interpretation of G. W. F. Hegel (from the Differenzschrift to the Encyclopedia), in this excerpt, Nishitani diagnoses a problem in the relationships between the domains of Absolute Spirit, specifically, philosophy and religion. As argued in the translator’s preface, the arch of this study points to the contributions that religion (and art) make in evincing “living activity,” a “Knowing” that, while perhaps “un-Scientific” and, in that way, a “not-Knowing,” is for all that “Truthful.”. (shrink)

Childhood obesity is a serious problem for increasing numbers of children around the world. According to the International Obesity Task Force, 1 of 10 schoolaged children worldwide is overweight or obese, a number totaling 155 million; of these, 2-3% are obese. Prevalence is highest in the Americas and Europe, followed by the Near/Middle East, with smaller but growing numbers in the Asia-Pacific and Sub-Saharan regions of the world.In the United States, which provides the data for much of this report, prevalence (...) continues to rise. The most recent nationally representative data indicate that 33.6% of individuals aged 2-19 years were overweight and 17.1% were at risk for overweight in 2003-2004, compared to 28.2% and 13.9% in 1999-2000, respectively. In this age group, the prevalence of overweight or at risk for overweight was highest among Mexican Americans, followed by Non-Hispanic blacks and Non-Hispanic whites, and a higher percentage of males were overweight compared to females. (shrink)

The publication of this book constitutes a real service to students of logic and of the foundations and philosophy of mathematics. Here, "under one roof," are translations of seventeen of the most important papers on logic and metalogic by Ajdukiewicz, Chwistek, Jaskowski, Jordan, Lesniewski, Lukasiewicz, S upecki, Sobocinski, and Wajsberg. All but two of them appear in English for the first time. Notably absent are papers by Alfred Tarski, but this omission is fully justified in view of the publisher's well-known (...) companion volume devoted exclusively to this most important logician. Within the contents of this volume, the major topics covered are various systems of sentential logic ; philosophically-motivated foundational studies ; miscellaneous papers on logical syntax, intuitionism and metalogic; and historical studies of the development of Polish logic. One cautionary note: the protothetic notation of Lesniewski is extremely difficult to read. Before undertaking that author's articles, the reader will do well to turn to the explanatory footnotes in the subsequent articles by Sobocinski. The book has a bibliography, but no index. In general, this is a worthwhile and long overdue book.—H. P. K. (shrink)